Daha önce beş defa TBMM’den dönen Zeytincilik yasası Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın sunduğu bir kanun tasarısıyla bir kere daha gündeme geldi ve tartışmaları da beraberinde getirdi. Hem zeytin sektörünün temsilcileri, hem de Ziraat Mühendisleri Odası gibi meslek örgütlerinin ‘zeytinciliğin sonu’ olarak tanımladığı tasarı hayata geçirilirse zeytinliklerin madencilik, petrol ve doğalgaz için talan edilmesinin önü açılacak.
TBMM Başkanlığı’na sunulan ‘Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişikilik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na karşı muhalif ses yükselten CHP İstanbul milletvekili Şafak Pavey, düzenlemeyi Yeşil Gazete’ye değerlendirdi. Ülke tarımının en önemli ürünlerinden zeytini ilgilendiren bir tasarıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın görüşmelerde yer almaması da eleştirilmişti. Bu konuda görüşlerini sorudğumuz Pavey, muhalefet olarak çabalarının kısmen sonuç verdiğini ve tasarının ileriki görüşmelerine Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın komisyon görüşmelerine alındığını sözlerine ekledi.
Hükümet bir avuç kalmış doğal servetimizi de yok etmeye kararlı
-
Söz konusu düzenlemeye ilgili genel yorumunuz nedir?
Bu bence sadece zeytinlikleri ilgilendiren bir tahrip saldırısı değil. İskenderun’da mandalina bahçeleri üstüne santral yapmak nasıl bir doğa kıyımı ise, bu kadar emek isteyen ve Anadolu kıyılarının en eski, en cömert, en büyük doğa armağanı olan zeytinlikleri yok etmek te ancak talan ruhunun azgın iştahı ile açıklanabilir. Hiç doymayan bir açgözlülük, tabağına yiyemeyeceğinden fazla yemek doldurup kusan ama yine de karşısındaki aç insanlarla yiyecek bölüşmeyen yağmacılardan söz ediyoruz. Türkiye halkı doğaya bu kadar düşman bir hükümetle bugüne kadar hiç karşılaşmamıştı. AKP’nin doğayla, yeşille, ağaçla kavgası hiç bitmiyor. Ağaç yok etmek için fırsat kolluyor. Bir deneme de halk tarafından püskürtülse de tekrar tekrar denemekten vazgeçmiyor. Halktan tepki görünce de faiz lobisinin planı masalına sığınıyor. . Siyasetini, sinsi, kurnaz, hileli fırsatçılık üstünden yürüttüğü için; gözünü yeniden zeytinliklerimize dikti.
Kulaklarına da beton dökmüş hükümet, “Dünya su ve yiyecek sıkıntısı felaketine sürükleniyor, tedbir almazsak içinde bulunduğumuz on yıl içinde halkımız çok perişan olacak”, uyarılarımıza aldırmadığı yetmezmiş gibi; üstüne üstlük bir avuç kalmış son doğal servetimizi de yok etmeye kararlı görünüyor. Tasarının geçmesi halinde, HES`lerle yok edilen, yağmalanan tarım alanlarımıza ve su kaynaklarımıza, gözbebeğimiz zeytinlik alanlar da eklenecektir. Ama doğa saldırıya uğrayan savunmasız insanlar gibi zayıf değil. Cevabını çok acı bir şekilde veriyor. Ama ne yazık ki insanlık için vakit geçmiş oluyor. Soma’da öfkeyle gördük. Yemyeşil yamaçlar, yemyeşil tepeler ama maden arazileri kazınmış kel kafalar gibi çirkince sırıtıyordu, kurban aldığı onca madenciye dönüştürülmüş köylümüzün cenazeleri üstünde… Ama Ortadoğu toprakları ders almamakla maruftur. Her zaman aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklerler Einstein’ın dediği gibi..
AKP’de işler ‘hesap, kontrol ve vitrine koyulacaklar’ üçlüsü üzerinden yürüyor
-
Daha önce komisyonlardan ve meclisten dönmüş tasarı şimdi biraz değiştirilerek torba yasaya girdi. Hem de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın düzenlemesiyle. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı ilgilendiren bir konu olmasına rağmen neden bakanlığın sesi çıkmıyor? Madencilerin uzun zamandır lobi faaliyeti olduğu da söyleniyor.
Ben bunun madencilerin çabası olduğuna inanmıyorum. AKP’nin siyasi nüfuz üstünden haksız, yolsuz ve hacmi hayal bile edilemeyen paraları kazanması için seçtiği alanlardan biri madencilik. Çünkü 18 yy koşulları ile modern kölelik taşeronluk üstünden, hiçbir denetim, sakınacağı teftiş olmadan gayet özgürce niyetlerini gerçekleştirdiği bir alan bu.
‘Neden bakanlıklar kendi alanlarında çalışmıyorlar’ sorusu çok makul ama bir yandan da Pollyanna’cılık. AKP de işler uzmanlık esasına göre yürümüyor ki, ‘hesap, kontrol ve vitrine koyulacaklar’ üçlüsü üstünden yürüyor. Çok iyi hesaplanmış bir yağma alanına ne diye bir bakan karışıp kendi makamını riske atsın. Böyle bir cesareti olamayacağı gibi doğa alanlarını koruma niyeti hiç olmaz. Bugüne kadar, içlerinden birinin bile doğayla ilgilendiğini hiç görmedik..Huşu içinde başbakanın niyetleri ile ilgililer.
Oysa dünyada zeytin ağacını koruma yasasına sahip tek ülke olarak, zeytinliklerimiz zamanında en bilgece yollarla korunmuş, 1939 da çıkarılan özel bir kanunla koruma altına alınmıştır. Zeytinlikler hiçbir zaman amacı dışında kullanılamaz, miras yolu ile dahi bölünemez, bakımı yapılmadığı takdirde hazineye devredilir. Akdeniz Çevre Komisyonuna üye ülkeler tarafından, Türkiye’nin dünyada tek olan zeytin ağacı koruma yasası bütün dünyaya örnek gösteriliyor….
Zeytinciliğimizi nasıl İspanya, İtalya seviyesine kafa yormamız gerekirken, bu büyük serveti yağmalamayı düşünmek tarifsiz bir azgın açgözlülüğün yağmalamaya doyamayan niyetidir.
-
Sizce neden özellikle zeytinlik alanları hedef alınıyor?
Zeytin kıyıların ağacıdır. Kıyı arazilerinin yağması en hızlı yoldan paha biçilmez servetler getirir. Tek cevabı bu. Aksi halde insan gözü gibi koruması gereken antik miras ağaçlarını sahillerini böyle acımasıza kıyar mı? Zeytinliklerin imara açılması son kalan kıyıların son yağmasıdır.
-
CHP tasarıyla ilgili bir soru önergesi verdi, bu konuda bir gelişme var mı?
Tetikte bekliyoruz..
Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişikilik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’yla değiştirilecek uygulamalar şunlar:
-Tasarının 4. Maddesi’ne göre, zeytin alanlarında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin alınmak suretiyle tesisler yapılabileceği hükmü getiriliyor. – Zeytinlik alanlardaki yatırımlara 3 kilometre mesafe sınırı getiren koruma kalkanı kaldırılıyor. – Tasarı, ilgili bakanlıkça kamu yararı görülmesi durumunda, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetleri yapılmasının önünü açarken, zeytinliklerde ayrıca elektrik üretimine yönelik yatırımlar, petrol ve doğalgaz işletme faaliyetleri, jeotermal, savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, kamu yararı gözetilerek yol, altyapı ve üst yapı faaliyetleri yapılabilecek. – Kanun tasarısında zeytinlik alan tanımı ‘En az 25 dönümün üzerindeki parseller alınacak’ şeklinde değiştiriliyor. Fakat sector temsilcilerinin aktardığına gore ülkedeki zeytin bahçelerinin çoğunun büyüklüğü 10 dönümün altında. Bu da çoğu zeytinlik için koruma kalkanının kalkacağı anlamına geliyor.
Gözde Kazaz / Yeşil Gazete http://yesilgazete.org/blog/2014/07/03/safak-pavey-zeytinlik-tasarisi-geride-kalan-kiyilarin-son-yagmasi/